For English, please look below!
Playa Del Carmen’den sonra rotamızı Valladolid’e çevirdik. Buraya gitmemizin amacı Chichén Itzá’ya en yakın şehirlerden biri olması. Fakat Valladolid tek seçeneğiniz değil. Chichén Itzá, Yucatan yarım adasının tam ortasında bulunduğu için kuzey ve güney sahillerinden de günlük turlarla buraya ulaşmanız mümkün. Ama tabii ki mesafe olarak daha uzakta kaldıkları için bu turlar daha pahalıya gelmekte.
Biz sabah erkenden kalkıp Chichén Itzá’ya gitmek kolay olsun diye Valladolid’de değil, ören yerine daha yakın bir yerde kaldık. Kaldığımız yer Hotel Oka’an. İnanılmaz güzel bir resort. Aşırı büyük bir alana inşa edilmiş. Ama düşük sezonda oldukları fiyatları inanılmaz düşüktü. Fakat dediğim gibi düşük sezon. Kocaman otelde bizim haricimizde bir çift daha var. Etrafın ışıkları sönük. Restoran erken kapanıyor. Havuz boşaltılmış. Böyle bildiğin hayalet kasaba havası var her yerde. Bizim de tek yaptığımız yemek yemek olduğu için gece acıkırsak ne yapacağız falan diye kara kara düşünmeye başladık. Çünkü bu kadar şehir dışında olacağımızı bilmiyorduk. Bilsek atıştırmalık bir şeyler alırdık. Neyse dedik bir gece yemek yemeden ölmeyiz herhalde. Akşam da restoran kapanmadan yarım saat önce vardık. Hemen koşa koşa gidip yemeğimizi yedik. Yarın erkenden yola çıkacağımız için erkenden de uyuduk.
Chichén Itzá’ya buradan gitmek için otelden bir taksi çağırdık. Zaten dediğim gibi mesafe olarak bayağı yakındık. Çantaları otele bıraktık. Sabah 11 civarı ören yerine vardık. Yine iyi geldik falan diye düşünüyorum ben. Kafamı yavaş yavaş biletlerin satıldığı yere doğru çevirdim. Anam! Böyle bir sıra yok. Yine Amerika’nın bütün büyük cüsseli abileri gelmiş, sıraya girmiş bile. Travis de hiç memleketlisini sevmediği için ben konuşmayayım bana bulaşmasınlar diyor. Sanki adamlar ne yapacaksa. Artık kaçışımız olmadığı için girdik sıraya. Ama sıraya girdikten sonra hızlı akıyor. Ören yerine giriş fiyatı 225 MXN (12 USD). İçeri girdiğinizde üstünüze atlayan bir rehber ordusu var. Onları da kazasız belasız atlatırsanız turnikelerden geçerek alana ulaşmış oluyorsunuz. Ama içeride de çileniz bitmiyor maalesef. Bu seferde içeride Mayalara has eşya satan seyyar satıcı kaynıyor. Siz piramit, iki taş göreceğim diye uğraşırken onlar kulağınıza kulağınıza yırtıcı kuş sesi çıkaran düdük üflüyor. Gerçekten bu konuda neden bir şey yapılmıyor veya neden buna izin veriliyor asla aklım almış değil. Ama maalesef durum bu.
Şimdi gelelim sizleri sıkmadan minik bir Chichén Itzá tarihine. Chichén İtzá, Meksika’da en çok ziyaret edilen ikinci atraksiyon. Mayalar döneminde inşa edilen şehirin bir dönem Yucatan’ın önemli bir din merkezi olduğuna inanılıyor. Alandaki binaların birçoğu astronomik hesaplamaların yapılması için inşa edilmiştir. Hani tüm Dünya’ya korku salmıştı ya bunlar aman dünyanın sonu geliyor diye. Heh işte o hesaplamalar yapılsın, gelecek kuşaklara korku salınsın diye bu binalar inşa edilmiş. Alandaki en önemli piramit Kukulkan. Mayalar bu piramidi astronomi ve matematik bilgilerine ne kadar hakim olduklarını göstermek için resmen bahane etmişler. Örneğin 4 cephesinin her birinde 91 basamak yer alır ki, böylece 4×91’le bulduğumuz 364 sayısına en tepedeki düzlüğü de eklediğimizde yıldaki günlerin sayısı olan 365’i bulmaktayız. Bunun dışında da alandaki yapıların hepsi bir sürü matematik ve astronomi detaylar barındırmakta. Yapılarda göz önüne çıkan en belirgin sembol Mayaların en önemli tanrısı Tüylü Yılan yani Kukulkan’dır.

Alanda bir günümüzü geçirdikten sonra otele geri dönerek eşyalarımızı aldık ve Valladolid’e yönlendik. Yucatan’ın her bir köşesinin ören yeri olması dışında en büyük diğer özelliği ise bir sürü doğal obruğa ve bu obrukların içinde doğal tatlı su havuzlarına ev sahipliği yapması. Bu obruklara tüm yarımadada denk gelmeniz mümkün. Biz de Valladolid’de bir gün kalarak gidebildiğimiz kadar obruğa gitmeye karar verdik. Otelimize yerleştikten sonra başladık obruk avımıza. Obrukların hepsi yerli aileler tarafından yönetiliyor. Buraya giriş için aileye genelde cüzi bir fiyat ödüyorsunuz. Biz aşırı kalabalıktan kaçmak için en az ünlü olan obruklardan başladık. Sırasıyla Cenote Oxman, Cenote Xkeken ve Cenote Samula’ya gittik. Xkeken oldukça meşhur, bu yüzden aşırı kalabalıktı. Gördüğüm kalabalığı şöyle anlatayım. Zincirlikuyu metrobüsü düşünün. Şimdi de o insanların suda olduğunu düşünün. İşte bu Xkeken obruğu. O yüzden en çok keyif aldığımız diğer iki obruk oldu. Biz obruktan obruğa gitmek için taksi tercih ettik ama bisiklet kiralayıp obrukları ziyaret etmek de bir alternatif. Zaten hepsi birbirine çok yakın. Bisiklet sürmek oldukça rahat.


Bu esnada da biz hala gönüllülük işi arayışındayız ama bir şey bulabildiğimiz yok. Daha sonra anladığımız üzere Meksika’nın bu bölgesinde gönüllülük işi ayarlamak bir hayli zor. Ayrıca çift olduğunuzu görünce direkt reddeden bir kitle de var. Buradan Mérida’ya gidelim, oradan ne yapacağımıza karar veririz dedik. Modern bedeviliğin direkt karşılığıyız. Amazsızca sağa sola gitmece.
Mérida’da bir değişiklik olarak Airbnb’den yer bulalım dedik. Zira bazı şehirler için Airbnb oldukça ucuza gelmekte. Şehre vardık. Uber çağırdık gideceğimiz yere. Hani evin şehir dışında olduğunu önceden görmüştük zaten. Ama ne kadar uzak olabilir ki diye düşündük. Uber’e bindik. o kadar yol gittik ki şehrin Beylikdüzü’ne vardık. Şoför adres burası diye bizi bir yere bıraktı. Bu bina numarası sizin adres dedi. Gerçekten diyorum ki ya hep mi acayip olaylar bizim başımıza geliyor. Burası dediği ev belli ki 1974 yılında terk edilmiş. Evle göz göze geldiğimiz anda arkadan Freddy Krueger şarkısı söyleyip ip atlayan kızların sesini duydum. Sonra anladık ki aynı adreste iki yer var şehirde. Bir şekilde ev sahibine ulaştık. Tekrar Uber çağırdık. Neyse bu sefer çok gitmeyeceğiz diyorum. Yakındır diyorum. Tütünacak bir dal arıyorum. Ama yol bitmiyor. Arkadaşlar sonuç olarak o kadar uzak değildir diye tuttuğumuz ev Mérida’nın Silivri’sinde çıktı. Neyse ki ev sahibimiz inanılmaz tatlı bir kızdı. Her konuda bize yardımcı oldu.

Mérida’da dürüst konuşmak gerekirse hiçbir şey yapmadık. Ben çadırımı satmaya karar verdim. Yola devam edecek biraz daha param olsun ve yükümden kurtulayim diye. Çünkü çadırımı yol boyuna oldukça az kullandım. Belki kullanırım diye de sırtımda 2.5 kilo taşımaya devam etmek istemedim. Sadece bir gün çadırımı sattığım kişiyle buluşmak için merkeze gittim. Zaten bir saatlik görüşme için 5 saat yolda harcadım neredeyse.
Biz yine en sevdiğim bölüme geldik: Nereye gideceğiz? Yani gezmek gerçekten çok güzel. Ama şu anda bile bu soruyu duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. İki günde bir nereye gideceğini sorgulamak, durmadan yer değiştirmek ve biraz dinlenmek için sabit bir yer bulamamak aşırı can sıkıcı. Ben bunları düşünürken Chiapas eyaletinde bir çiftlikte gönüllülük işi bulduk. Buraya gitmek için San Cristobal De Las Casas’a giden otobüse atladık. 20 saat süren otobüs yolculuğu hakkında konuşmak istemiyorum. Canınızı sıkmaya gerek yok. 😄 Birkaç gün burada şehri görüp köyümüzü buluruz diye düşündük. Birkaç gün kalırız diye gittiğimiz şehirde nasıl oldu da 2.5 ay kaldığımızın muhteşem öyküsü ise bir sonraki yazıda!

After Playa del Carmen, we went to Valladolid. The reason why we went there is that was one of the closest city to Chichén Itzá. But Valladolid is not the only option. Chichén Itzá is in the middle of Yucatan. So you can take tours from northern or southern coasts. But there are relatively more expensive.
To wake up early and go to Chichén Itzá easily, we stayed closer to the archaeologic site, Hotel Oka’an. It was a really beautiful resort. IT was really huge. But it was low season and the price was so cheap. In the hotel there was another couple and just us. The place was like ghost town. We started to think what we’d do if we felt hungry. We didn’t prepare any snacks for that. And we were in the middle of nowhere basically. Fortunately we arrived to hotel before the restaurant closed. We had dinner and went to sleep early as we were going to wake up early.
We called a taxi to go to Chichén Itzá. As I said before, we were staying very close. We left our luggage in the hotel. We arrived there around 11:00 AM. I was thinking we arrived in a really good time. Later slowly I turned my head to ticket office. Bum! There was a huge line full of Americans. We got in the line. At least, the line was going fast. The entrance fee is 225 MXN (12 USD aprox.) Once we got into the site, dozens of guides attacked us with the hope of earning money. After passing this chaos, finally we got in totally. Unfortunately inside there are a lot of sellers, playing this annoying whistles into your ears or offering traditional Mayan products. I don’t know why they let them. Because you are trying to see something and battling against them at the same time. It is really annoying.
Now I want to give a brief historical information about Chichén Itzá. Chichén Itzá is the second most visited attraction in Mexico. It is believed it was an important center of religion for Mayans. Most of the buildings in the site were built for astronomical calculations. I believe you will remember, the ancient Mayan calendar was saying the end of the World was soon and we all were so scared. They basically calculated this in Chichén Itzá. The most important pyramid of the city is Kukulkan. Mayans (kind of) built this pyramid to show off about their astronomic and mathematical knowledge. For example, Kukulkan has 91 steps on each sides when you multiply 4 and add 1 for the top platform, it makes 365 which represents days of the year. The most important decorative symbol in the city is snake which was their famous God, Kukulkan aka Feathered Serpent.
After spending one day in the archeological site, we went back to hotel, got our backpacks and went to Valladolid. Besides you find ruins in every corner of Yucatan, this peninsula is full of cenotes, having natural pools inside. After leaving our bags to the hotel, we started our cenote hunt. All of cenotes are managed by families. You should pay a small fee to visit them. As we didn’t want to be with crowd, we started to visit less famous ones. We visited Oxman, Xkeken and Samula. Xkeken is the most famous one. So it was so so crowded that we didn’t even swim there. The pool was full of people. We enjoyed Oxman and Samula more. We preferred to take taxi. But there were a lot of people renting bike and riding between cenotes. They are so close to each other. If you want to rent a bike, it is going to be comfortable for you, guys.

Meantime, we were looking for volunteering jobs. But there were nothing still. Later we understood that finding a volunteering job in this region of Mexico is really hard. Plus, some hosts don’t want couples. We decided to go to Mérida and decide what to do there. This is the summary of traveling. Decide for something everyday.
In Mérida, we wanted to try Airbnb. Because in some cities, Airbnb is much cheaper. We found somewhere. It was like outside of city. But the cities are not that big here. We thought it wouldn’t be a problem. We called Uber. We went so far away that we were about to leave the city. Finally we arrived somewhere and driver said this is the address. Okey, maybe you started to think every weird thing is happening to us. But seriously the house we arrived has not been used since 1974 probably. When you look at the house, you hear the song that little girls sing in Freddy Krueger movie as background. Later we figured out that there are 2 addresses in the city. I have no idea how. We called another Uber, finally found the place. And we were literally outside of the city, like outside of the city border. Fortunately the host was so nice and helped us a lot.
To be honest, we didn’t do anything in Mérida. I decided to sell my tent. I barely used it. That’s why I didn’t want to carry it more. And I needed money also. I went to center to meet the guy that I sold my tent. He was so nice, invited me for an ice cream and taught me the history of city a little bit.
I was back home and our favorite question was on the table again: Where will we go? Traveling is wonderful. But even now if I hear this question, I feel goosebumps all over me. Asking the same question every two days, changing the places nonstop, and cannot find a place to rest for a while is so annoying. While I was thinking about this, we got response from one of the host that we wrote. It was a farm in a village in Chiapas. I took a bus to San Cristobal de Las Casas which was the closest city. The bus ride from Mérida to San Cristobal is 20 hours. I don’t want to talk about this! 😀 We wanted to stay there 2 days and go to the farm. Well, you will read in my next blog post how we ended up staying there for 2.5 months instead of 2 days.